bas sesler hakkında

Standard

İnsan oğlunun “bas” ile tanışması (anne karnında) ilk beşinci ayı sırasında olsa da aslında hepimiz (anne) kalp atışı ile hayatın =zaman olduğunu beynimizin her tarafına kazırız. Cümle o kadar uzun ve geniş ki hemen bölmeye başlayalım.
– duymaya başlama ilk iki ay civarı
– dördüncü aya geldiğimizde ince ve orta sesler
– beşinci ay kalın sesler
– kalp atışı hem ses hem de ritm içerir
– hayat titreşimdir ve zamanın akması ile titreşimler arası farklar oluşur. (frekans) Algıladığımız ve yaşadığımız herşey farklı frekansa sahip enerji formlarıdır.
Sonuç: İnsan daha doğmadan hayat senfonisini dinlemeye, yaşamaya, öğrenmeye başlar.
Nasıl? anne karnında, annenin yaşadığı anlara karşılık gelen sesler ve buna karşılık kalp atışlarındaki ses ve ritm değişiklikleri ile…

60hz ‘e kadar olan sesler subbas, 60-250hz arası bas ses olarak kabul edilir ancak 120hz sonrası kulak için uğultudur. Özellilkle 200-400hz aralığı.
Sesler kalınlaştıkça dalga boyları büyür ve subbas sesleri kulaktan çok karın bölgesinde hissedilir. Şimdi bir birleştirme yapalım; korku hissini neremizde hissederiz? Tabi ki karın bölgesinde. Cevabı beklemeden yazalım: Daha anne karnında iken, heyecanlı anlarda annedeki aritmik (bir çeşit kick) metronom bize anneden gelen beslenme-bakım sıvılarındaki değişiklik ile güvensizlik-kaygı-endişe ve korkuyu tanıtır. Yani kalın ses ve aritmik yapı korkudur. Öte yandan kalın ses ve düzgün ritmik yapı monoton yapısından dolayı güveni oluşturur.

Burada düşünülmesi gereken kalın insan sesi güven verirken doğadaki ( mesela deprem) kalın seslerin korku vermesi. Ayrıca korku veren kalın seslerin insanda adrenalin salgılanmasına yol açması…
Peki bas ses nedir?
En kaba hali ile frekans aralığı düşük dalga boyu büyük, yaygın kullanımı ile düşük, alt ya da kalın ses enerjileri diyebiliriz.

Müziğe döndüğümüzde bas seslerin 15yy civarında etkili olduğunu görürüz. Müzik enstrumanlarının insan sesinden yola çıkarak yapıldığı düşünülmekte ve coğrafik etkiler gözlenmekte ise de bas seslerle ilgili enstrumanlar bir çeşit beynin, düşüncenin evrimleşmesinin sonucudur.
Gözle görmediğimiz elle tutamadığımız seslerden oluşan melodiler ve ritmleri birleştirip tarz yaratma…Ancak bu taşıma sırasında (sıradan insan için) görünmezlik… Peki bas ses nasıl etki eder?
Öncelikle müzikte kullanılan bas sesler kaynağı ne olursa olsun taşıyıcı olarak hizmet eder, hammaldır. Hem ritm hem de ses kullanarak müziği (bilerek ya da bilmeyerek) taşır. Kullandığı groove ile ritmi yeniden biçimlendirebildiği gibi kullanılan akoru da yeniden isimlendirebilir. Bu durumda armoni ve ritme hakimiyet gereklidir ve zaten her müzisyenin bilmesi gereken kompozisyona da…
Dinleyici için özel bir durum (şekil) yoksa bas zaten dikkat edilen bir enstrüman değildir oysa en önemli yapı taşı…

Herhangi bir coğrafyadan bağımsız olarak müzik yapacak insan üzerine konuşmak onu belli klişelerle algılamak, yönlendirmemek gerek. Çünkü yaşadığımız anda göremediğimiz bir enerji formunu şekillendiren kişilerdir onlar. Ticari kaygı olmadan yapılan şey tam olarak budur ve müzisyen tıpkı bir ressam gibi havada, etrafta var olan bir enerjiyi enstruman (insan sesi dahil) vasıtası ile şekillendirip resmeder. Bu bestedir, objedir. Bu besteyi zaman ve mekana oturtmak için aranje yaparız ama bazen beste-obje okadar güçlüdür ki hiç bir şeye gerek kalmayabilir.

Müziğin içinde zamanın anahtarı vurmalı sazlardadır ve diğer entrumanlar bu tempoda (zaman diliminde) yol alır.

Gidişatın kontrbastan basgitara evrilmesi 1930 civarında Paul Tutmarc ile başladı,1951’de ilk seri üretim elektrikli bas Fender Precision Bass ortaya çıktı. (1953’te Gibson EB-1, 1960’ta Fender Jazz Bass) Bas gitara geçiş en başta kolay taşınabilmesi olsa da gittikçe gelişen fikirlerle işlevi zenginleştirilmiştir.
Bas seslerle uğraşan müzisyenlerin standart müzik bilgilerine sahip olmaları yetmez. Armoni ve ritm sağlamlığının yanında, iletişimi sağlam, bütünsel bakabilen, egosunu kontrol edebilen, müzikal zenginliğe sahip basçılar kötü bir grubu bile bir disiplin altına sokarlar.

Sistemli bir şekilde büyük abiye (1984), tahammülsüzlüğe, görselliğe – ismini ne koyarsanız koyun – doğru ilerleyen hayatımızın ne kadarını müziğe harcıyoruz. Hayat bize verilen zaman ve bizim onu harcama şeklimiz değilmidir?
Gerçekte müzik saf bir enerji paylaşımıdır. Duygusu, enerjiyi paylaştıktan sonra hafızada dokunduğu alan olup aynı müzik farklı insanlarda farklı etkiler yaratabilir. Hatta bir adım daha ilerleyelim: müzisyenler de insan olduğu için aynı farklılık onlar içinde geçerlidir. İşte tam bu noktada hem veren hem de alan için lezzet önem kazanır. “Doğru fakat lezzetsiz- Yanlış fakat lezzetli” bu bir paradoks olabilirmi? ki referansımız ne?

Standart olarak timing, armoni, genel geçer bir orkestrasyon bilgisine sahip olmak (teori veya hissetmek) anlatım, kompozisyon müzisyene gereklidir.
Ritm çalan müzisyenler müziğin zaman tarafında, hikâyenin kare kare anlaşılması (quantize) için sabit bir tempoda ilerlerler ve hikâyenin paragrafları, satır başları, cümle sonları, bölümleri onlar tarafından uygulanır. Lead enstrüman ki ses de olabilir, hikâyenin teması, anlatmak istediği, mesajıdır. Hikâyenin mekanı, estetiği, duygu güçlendirme, tutarlılık coğrafya ve iklime bağlı olarak armoninin üstünde verilir. Burada bu yapıyı kullanan enstrümanlar vardır. Zaman ve mekanı birleştiren müziği coğrafyaya oturtan, tür oluşturan bas enstrumanlardır. Tuşlu çalgılar frekans ve kullanım açısından geniş enstrumanlardır.

Müzik yapmak uyuşturucu kullanmak gibidir, yan etkisi ise kişisel gelişimdir. Hatta derine indikçe varlık olarak gelişim oluşur. Çünkü müzik zeka, estetik, algı, teslimiyet, paylaşım, soru, sorgu, samimiyet, sosyallik, saflık…. barındırır-gerektirir.

One response »

  1. Pingback: bilgi fihrist | SHARE

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Twitter picture

You are commenting using your Twitter account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.